26 Eylül 2010 Pazar

Galatasaray:3 İ.Belediye:1

Son günlerin aksine oyuna daha hızlı başlayan bir Galatasaray vardı. Öyle ki Serkan Kurtuluş’un beni şaşırtan iki müthiş ortasından biri gol oldu öteki de penaltı oldu.

İlk 10 dakikada Galatasaray oyunu kopardıktan sonra tempoyu hafif hafif düşürdüler.
İstanbul Belediye kontrolü daha sonra ele alsa da moral olarak da kötü duruma düştükleri için etkili olmadılar. Galatasaray da pek alan bırakmadı.

Galatasaray kontralarla gelmeye çalıştı ki etkisiz Aydın’ın getirdiği topu Baros inanılmaz bitirdi. Galatasaray üç farkı yakaladı.

Rijkaard ilk onbirde Cana’yı düşündü. Bu yüzden Kewell yabancı kontenjanına takıldı.

Galatasaray’ın bu maçta ileri ucuna bakarsak Baros’un dışında etkili olan bir oyuncuyu söyleyemeyiz. Aydın kötüydü, Misimoviç beklenen düzeyde değildi. Pino ise idare etti.Ama buna rağmen Galatasaray ilk yarı son maçlarının aksine 3 gol birden buldu.

Ayhan-Cana ikilisi Sarp-Ayhan ikilisine göre daha iyi göründü. Buradaki en önemli faktör de Ayhan’dır. Uzun zamandan sonra form olarak son derece iyi. Hata yapıyor yapacaktır da. Topla oynayan , pas dağıtan adam illa ki hata yapar zaten. Ancak Cana da şu an yeterli düzeyde değil. 60 dakikalık oynuyor . Rijkaard da bunu düşünerek oyundan aldı. Tabii yabancı kontenjanı olayı hocayı da etkiliyor.

Arda’nın dönüşü hücumu daha zenginleştirecektir. Böylelikle Rijkaard kanatlarda Kewell – Arda veya Arda – Pino ‘yu düşünecektir.

Servet’e ayrı değinelim. Kondisyon olarak şu an müthiş durumda. Geçen sezondan çok daha farklı bir görüntü sergiliyor. Her pozisyonda rakibi bozmaya gayret ediyor. Bunu da başarıyor.

Baros’a gelirsek..
Maça iki pozisyon harcayarak başladı sonrasında işi bitiren adam oldu. Bitiriciliği müthiş. Bir forvette de olması gereken bu. Geçen sezon sakatlığından dolayı olmayışı Galatasaray’ı olası şampiyonluktan etmişti. Hatırlayalım..

Galatasaray kötü başladı sezona. Ama arka arkaya gelen seri galibiyetler takımı da moral olarak üst seviyeye taşıdı. Genel olarak güzel bir lig olduğu kanaatindeyim. İyi bir lig izliyoruz.Ben öyle düşünüyorum..


*jaglersport.com yazımdır

Catania:1 Bologna:1

Geçen yazıda muhtemelen nazar değdirdik Catania'ya.

Kendi evlerinde ilk puan kaybını yaşadılar. Bologna ile 1-1 berabere kaldılar.

Maç başlarındaki istekli oyunları yoktu bugün. Taa ki hakem Gabriele Gava'nın Bologna lehine verdiği karara kadar...

Pozisyon penaltı olmasa da hakem verdi. Di Vaio da yazdı.

Hemen 1 dakika sonra uyandı Catania. Maxi Lopez ceza yayının oralarda önce düşürüldü. Gava avantaj dedi. Maxi kalktı topu aldı bu sefer içerde düşürüldü. Gava dışardaki pozisyona faulü verdi. Yani anlatmak istediğim Gabriele Gava 'nın Serie A'yı kaldıramayışı. Maç içinde inanılmaz pozisyon hataları vardı.

Uyanan Catania 2. yarı top göstermedi Bologna'ya.
50'de golü buldu ama Maxi ofsaytta idi.
62'de Maxi Lopez inanılması zor bir pozisyon daha kaçırdı.
Bu arada Maxi Lopez'e değinelim. Çok hırpalıyor rakibi. Kuvvetli ama gole ihtiyacı var.

Sonunda baskı sonuç verdi. Bologna Britos ile kendi kalesine yolladı topu.

Sonrasında Catania yine durmadı . Mascara enfes bir şut çıkardı top 90'a giderken direkte patladı.

Bu puan kaybı bozmaz Sicilya ekibini. Haftaya rakip Lecce. Biraz akıllı oynarlarsa Lecce'yi bitirirler. Lecce ağır yaralı. Palermo'da 2-0 öne geçtiler koruyamadılar.

Her maç 90 dakika sahada kalan Giacomazzi kırmızı yedi. Catania maçında yok.

25 Eylül 2010 Cumartesi

Calcio Novara -- Serie A yakışır sana!

Calcio Novara..
Serie B takımı..

Geçen sene Serie C1'deydi. Harika bir sezon geçirdiler. Tam 30 hafta namağlup götürdüler ligi. Dikkatinizi çekelim 30 hafta.
Hatta İtalya Kupası'nda Parma ve Siena'yı elediler. Milan' a da 1-1 devam eden maçta 80 ' de boyun eğdiler.

Ligi ise lider kapattılar. Play off'ta da Portogruaro ' yu hem içerde hem dışarda devirdiler. Serie B' ye adımlarını attılar.

Serie A'da en son oynadıkları sezon 1955-56 sezonu. 54 yıldır hasretler Serie A'ya.
Şimdi Serie B' de oynuyorlar. Müthiş bir hava yakaladılar. Geçen sezondan korudukları kadroları ile bu sezon da iyi durumdalar.

Statları 12.000 kapasiteli Silvio Piola..
Silvio Piola kim derseniz?

Kendisi Serie A'nın en çok gol atan futbolcusudur. Tam 274 golü var.
Novara ile alakası şurda:

Tam 7 yıl formasını giydiği Novara'da 185 maçta 86 golü var.
Novara stat ismini bu büyük golcünün ismini vermiş.

Bu sezon Novara Serie B 'de şu an 6 maç 13 puan ile Siena'nın bir puan gerisinde. Kendi evlerinde 3 te 3 yaptıklarını da belirtelim.

Tek sıkıntıları son iki maçtır yaşadıkları kırmızı kart problemi.
Son maçta Livorno'yu dörtleyip , postadılar.

Serie C'den uçarak geldin. Serie B'nin de tozunu attırıyorsun helal olsun Novara . Serie A yakışır sana..

FOX Tv ' nin İtalya Serie A çıkmazı..

Bildiğiniz gibi bu sene İtalya Serie A yayını Fox Tv aldı. Daha doğrusu muamma???

Önce bant yayını ile başladıkları bu serüvene haftada tek maça kadar çıkarak büyük bir aşama kaydettiler. Ama şu an program takviminde bu hafta bir maç gözükmemekte.

Öğle saatleri dayanamadım aradım Fox Tv'yi..

Önce bir bayan çıktı karşıma:

İtalya diyorum -- efendim diyor. Serie A diyorum -- anlayamadım diyor. Futbol diyorum -- cevap yok. Anlayacağınız anlaşamadık hanımefendi ile.

Sonrasında büyük bir zeka örneği göstererek beni spor servisine yönlendirdi.
Sorumu yönelttim haliyle.
4 haftalık deneme yayını almışlar sözde. ( Neyi nasıl denedilerse? Haftada 1 maç .. O da 2. haftadan sonra)

Peki dedim hala sizde mi yayın hakkı? Telefondaki arkadaş sağına soluna danıştıktan sonra geri dönüş yaptı.

Cevap şu:Bu hafta da maç yayını var .

C.tesi 13.30 'daki maçı yayınlayacaklarmış.
Neyse kapadım. Uzatmadım. Yoksa sinirlerim daha da zıplayacak.

Serie A 'nın bu haftaki programına bir baktım. Ne göreyim..
Serie A'da cumartesi öğlen maç yok.
Ya pazar günü 13.30 taki Cesena - Napoli maçını kastettiler. Ya da beni yediler. Ya da yediklerini zannettiler.

Nasıl bir anlayıştır çözemedim. Peki kardeşim madem maç yayınlamayacaksınız neden aldınız bu yayın haklarını?

Deneme yayını 4 hafta ise bu hafta da maç yayınlarsanız kime nasıl cevap vereceksiniz?

Bu insanlar neden Roma - Inter maçını izleyemeyecek?

"Bez Bebek" zihniyeti bu olsa gerek..

24 Eylül 2010 Cuma

İçler acısı..

Bakın Juve'nin haline..

Roma sürünüyor..

Fiorentina'nın tadı yok..

Udinese ölmüş ağlayanı yok..

Varsa yoksa Catania, varsa yoksa Brescia..

Yürüyün aslanlarım :)



22 Eylül 2010 Çarşamba

Sicilya'nın Catania'sı.. ( Calcio Catania)

Doğu Sicilya ekibi Catania. Çok seviyorum bu takımı.

2006/2007 sezonundan beri Serie A ' da mücadele ediyorlar. Bu takımı özellikle kendi evinde yıkmanız çok zor. Serie A'ya çıktıktan sonra ilk 2 sezon ısınma devresini atlatan Catania özellikle 2008/2009 sezonunda kendi evinde 11 galibiyet alarak herkesi şaşırttı. Deplasman karnesi de biraz iyi olsa en azından ilk 7 için şans bulabilirlerdi. Çünkü o sezon deplasman galibiyeti sayısı sadece 1.

Tipik catenaccio sistemini benimsiyorlar kimi zaman. Yani anlayacağınız tipte bir İtalyan Takımı.

Geçen sezona dönersek iç saha galibiyet sayıları 8. Şampiyon Inter'i 3-1 ile devirdiklerini belirtelim.

Bu sezona iyi başladılar. 4 maç 7 puan. İçerde 2 maç yine 2 galibiyet. Bu sefer deplasmanda Milan'dan geçen hafta puan almayı başardılar.

Biraz kadrodan bahsedelim. Takımın beyni 31 yaşındaki Giuseppe Mascara . Ruhunda forvet yatsa da o forvet arkası oynamayı çok seviyor. Şahane golleri mevcut. Ancak biraz daha kafasını kullansa şimdi çok daha farklı yerlerde olabilirdi.
Marco Giampaolo bu sezon Catania'nın başına geçti. Takımın biraz daha ofans yönünü göstermesini istiyor. 4-4-2 gibi dizse de takımı, maç içindeki şablon 4-4-1-1

Bir diğer isimden bahsedelim Maxi Lopez. Maxi'nin Barcelona serüvenini bilenler bilir. Barcelona tarihinin en kötü forvetlerinden biri olarak tarihe geçse de bana göre öyle değil. Barcelona kariyerinde ligde golü yok. Barcelona'ya katkısı pek olmadı. Ama Nou Camp'ta Şampiyonlar Ligi maçında Chelsea Drogba ile öne geçerken oyuna sonradan giren ve ilk kez bu turnuvada oynayan Maxi Lopez iki gol ile yıkmıştı İngilizleri..

Catania'da adeta yeniden doğdu. İyi performans sergiliyor. Bu sezon 4 maç tek gol..

Oyuncuların hepsine tek tek değinmeyeceğim. Daha sonra çok daha iyi bir analizle karşınıza çıkarım.

PES'te alın Catania'yı. Kurun catenaccio' nuzu. Sizi deviren olursa gelin bana :)


19 Eylül 2010 Pazar

Fenerbahçe:1 Beşiktaş:1

Aslına bakarsanız Beşiktaş oyuna ağırlığını koyarak başladı. Guti bir-iki araya top bırakmaya çalıştı ama başarılı olamadı.

Sonrasında Hakan Arıkan'dan gelen hata ile Fenerbahçe golü buldu. Bu golün Fenerbahçe'ye avantaj getireceği aşikardı. Arka alanı boş alan bulacağı için oraya Niang'ı Dia'yı kaçırabilirdi.

İlk yarı istediğini de buldu aslında Fener. Ama Niang dışarı attı.

Schuster'in kozları bir anda kitlendi. Hakan Arıkan ve Ekrem'in sakatlığı Schuster'in elini koluna bağladı. Aslında ilk hatası oyuna Nihat ile başlamak. Belki de sonradan oyundan alırım düşüncesi ile başladı ancak oyun içindeki sakatlıklar dengesini bozdu.

2. yarı komple Fenerbahçe yarı sahasını kapatan bir Beşiktaş vardı. İşte burada devreye Aykut Kocaman giremedi. Çünkü bakın araya Niang,Dia sızıyor. Hatta Dia %100 bir gol kaçırdı ki inanılmaz. Alex yerine Baroni'yi alırsanız o takım daha da geriye yaslanır. Bir Stoch çok rahat işi biterebilirdi. Ancak Aykut Hoca bunu hiç düşünmedi.

Schuster son kozu Bobo'yu da sürünce oyuna daha da yüklendi Beşiktaş. Akabinde zaten penaltı geldi. Aykut Hoca sanırım bir şekilde 1-0 bitiririm oyunu diye düşünmüş olabilir. Ama kenarda Stoch niye oturuyor diye tüm herkes soruyor. Haklılar da.

Sonuç olarak Schuster son riskini de aldı. Penaltı ile golü buldu. Bu saaten sonrası yalan.
Beşiktaş için iyi sonuç. Ama Fenerbahçe bu maçı kazanamıyorsa kaçan gollerin sebebi elbette büyük. Fakat Aykut Kocaman ; oyunu iyi okuyamamasından dolayı bu maçın en büyük sorumlusudur.

Bucaspor:0 Galatasaray:1

Bucaspor – Galatasaray maçı için İzmir Atatürk’teydim. Bir kere şunu belirteyim. İzmir özlemiş Galatasaray’ı. Galatasaray Kulübüne ayrılan yerlerin hepsi doldu. Yaklaşık 35 bin Galatasaraylı tribündeydi.

Maça gelirsek , Galatasaray’da değişen bir yok. Durgun oyun sürdü ilk yarı. Tabii bunda Bucaspor’un da etkisi büyüktü. İyi kapandı Bucaspor. Ama buna rağmen ilk yarı daha diri görünen Bucaspor’du.

2. yarı bir şeyler değişir mi diye düşünürken aynı oyun devam etti.

Yani bakıyorsunuz Misimoviç etkisiz. Kewell’ı kitledi Buca defansı. Pino desen kendine boş alan arıyor. Ama tabii bunlar olurken de zaman akıyor.

Sonrasında Ayhan kaybedeceği topu çok temiz bir şekilde tekrar kazandı. Kendine pozisyon yarattı. Vurdu gol oldu.

Maçın özeti bu. Galatasaray oynamadan yine bir üç puan aldı. Bu durum daha ne kadar devam eder bilemem. Ancak Sabri ve Arda geri döndüğünde bazı şeylerin değişeceği kanısındayım.

Özellikle Sabri ; her yazımda yeri geldikçe belirtmeye çalışıyorum.
Galatasaray’ın sağ bek sıkıntısı mevcut kadroda Sabri dönmediği sürece devam edecek.
Serkan Kurtuluş da yetersiz kalıyor o bölgede. Maç eksiği var. Ama bu açığı da kapatacağı yer Galatasaray değil.

Pino’ya ayrı bir yer açalım. Boş alan buldu affetmeyecek cinsten bir oyuncu. Ama Galatasaray’da oynuyorsunuz. Ancak skor avantajını eline geçirdikten sonra boş alan kalıyor. Pino da devreye giriyor. Bundan sonra da böyle olacak. Bucaspor maçında da aynısı oldu. Buca geriye düşünce arka alanı açtı. Pino girdi devreye. O kulvarı müthiş kullandı .Aktı adeta.

Galatasaray için en faydalısı skor avantajını yakaladıktan sonra Pino’yu oyuna almak olabilir. Rijkaard da düşünüyordur tabii bunu. Bu da farklı bir strateji..

Zemine de değinelim. Berbat bir zemin. Çok da kızamıyorum. Yeri geliyor Karşıyaka da Göztepe de Altay da bu zeminde oynuyor. Haliyle zemin rezil durumda. Buna acil bir çözüm bulunmalı..

15 Eylül 2010 Çarşamba

Alacağın olsun Sabri..

Bir kere şunda hem fikir olalım:
Sağlam olduğu sürece bu takımın mevcut kadroda sağ beki : Sabri Sarıoğlu’dur.

Ama Sağlam olamadı bu sezon bir türlü..

Takımın ihtiyaç duyduğu en önemli anlarda yoktu. Sonra Milli takıma çağrıldı. İki maçta da 11 başladı. Döndü Antep maçının 2. yarısında girdi oyuna.

Şimdi bir haber:

Sabri Sarıoğlu'nun Gaziantepspor maçı sonrasında oluşan ağrıları nedeniyle bugün yapılan tetkikleri sonucunda sol kalça kaslarında kısmi yırtık oluştuğu belirlendi. Tedavisine başlanan Sabri Sarıoğlu'nun yaklaşık 3 hafta forma giymesinin zor olduğu Sağlık Ekibi tarafından belirtildi.

Eh be kardeşim hazır değildin işte .
Rijkaard yırtındı. Sabri hazır değil niye çağırıyorsunuz diye..
Hiddink'e iyiyim dedin oynattı adam seni.

Şimdi yine sakatsın. Sakatlanman çok da normal. 1 ay yoktun 1 haftada 3 maça çıktın. Biraz korumalısın kendini. Milli takımdan affını iste . Çok mu zor? Neler gördük biz?
Bu işlerde biraz da zeki olmak gerekiyor. Her şeye atlamamak gerekiyor.

Mahkum ettin bizi yine Ali Turan'a. Alacağın olsun Sabri. Hadi çabuk dön Aslanım!

14 Eylül 2010 Salı

İte kaka!!!

Galatasaray istekli başlayamadı oyuna. O alışık olduğumuz ilk yarının hemen başı rakibi basan, boğan bir Galatasaray yoktu. Gerçi geçen yılın ikinci yarısından beri yok bu durum.

İlk yarı oyunun kontrolü Gaziantepspor’un elindeydi. İyi yayıldılar. Boş alan bırakmadılar.
Sadece son vuruşlarda sıkıntıları vardı. Bal yapmayan arı gibi görünseler de Julio Cesar yokladı Galatasaray kalesini..

İkinci yarı iki değişiklik Galatasaray’dan geldi. Yüreklere su serpen bir değişiklik oldu. Ali Turan-Sabri değişikliği . Elano ile Aydın değişti. Belli ki Rijkaard beğenmemiş ilk yarı sağ kanadı. Haklı da.

Akabinde çehresi değişen bir Galatasaray çıktı ortaya. Net pozisyonlar kaçtı. Rakibin üzerine giderseniz her zaman olumlu sonuç alırsınız. Gaziantepspor sarı kart almaya başladı. Neticesinde hatalar geldi. Galatasaray penaltı ile öne geçti.

Ondan sonra yıllarda alışkanlık haline getirilen skoru koruma sevdası ve taraftarın çileden çıktığı dakikalar..

Galatasaray taraftarı bunu istemiyor , sevmiyor. Her an stres altında sıkıntı dakikalar ..

Takım olarak da strese giriyorsunuz ki geçen sene bunun örnekleri çok oldu. 1-1 biten tam 4 maç var Ali Sami Yen’de..

Galatasaray ite kaka kazandı diyebiliriz. Zor kazandığı bir maç oldu. Ama iyi mücadele ettiler. Özellikle Servet canla başla savaştı. Tabii yeni transferlerin geç olması takımın oturmasına da etkiliyor. Etkileyecek de..

Misimoviç durgun gözüktü ancak ilk maçı gayet doğal. Insua hazır görünümde. En azından sol bek için iyi bir tercih.

Bu arada Rijkaard Hoca’ya buradan yalvarıyorum !
Hocam ; sağlam olduğu sürece bu takımın mevcut kadroda sağ beki : Sabri Sarıoğlu’dur.

Maç sonu Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl’ı dinliyorum. Yapma Başkan!
Galatasaray’ın penaltısı penaltı değildi Sosa’nın ki ise penaltıydı diyor. Olmaz Başkan yapma!
Gaziantep iyi bir ekip. Galibiyeti yok şu ana kadar ama..
Bu tür bahaneler üretmek gereksiz..
Başka bir şey demiyorum.Nokta.




11 Eylül 2010 Cumartesi

Dortmundlu Şahin Hiddink Hoca!

Nuri Şahin'in döktürdüğü maçta Dortmund Wolfsburg'u devirdi. Nuri Şahin de harika bir gole imzasını attı. Sadece goldeki katkısı değil, maç içinde inanılmaz bir oyun ortaya koydu Nuri. Lige de iyi başladı sadece bu maçı baz almıyorum.

Şimdi soruyoruz o zaman. Sayın Hoca .. Hiddink..

Bu çocuk neden tercih sebebi olmuyor Milli Takım'da. İlk 11 koymayabilirsin ama bari oyuna sonradan dahil et. Belçika maçında oyuna sonradan Selçuk Şahin giriyor. İnanamıyorum.
Aman hoca sakın soyadlar yüzünden karıştırmış olmayasın. N. Şahin olan Dortmund oyuncusu Bundesliga 'da kafadan oynuyor. Hatırlatalım..






Resmin çözünürlüğü için özür diliyorum..

8 Eylül 2010 Çarşamba

TÜRKLER Uçuyor!

İlk yarı paslı ama verimsiz bir görüntü içindeydik. Hücum yönünde Tuncay’ın oyuna ; tutuk ve bozuk başlaması ileri ucumuzu güçlü gösteremedi. O bölgede topu çok tutamadık.

Sadece Arda’nın kanadından gelmemiz hem Arda’yı yordu hem de Belçika’yı o bölgeye daha fazla önlem almaya gitti. Tabii bu önlem Arda’ya kasti tekmelere kadar gitti. Hakem ise naptı? uyumayı tercih etti.

Defansif görünen kadromuz gol yemeyelim anlayışının bir parçasıydı . Ancak Onur’un gereksiz bir öne çıkışı Belçika’yı öne geçirdi.

2. yarının başlaması Semih’in oyuna girişi filmin başladığı nokta. “Türkler uçuyor” başlığını dolduran nokta..

Hamit ile başladı gollerimiz…

Hücum yönümüz artınca, takım dikine daha aktif oynama şansı buldu. Tuncay yine bozuktu ikinci yarı ama sırıtmadı bu sefer. Takımın iyi görüntüsü,ileri uçtaki verimliliğimiz arasında…

İsmail Köybaşı 2. yarı inanılmaz çalıştı. Sabri ve yerine giren Gökhan Gönül’ün bindirmeleri..

Onur’un gereksiz hatası bir gol yememize daha neden oldu. Onur’u daha önce hiç böyle görmemiştim. Takip ettiğim bir kaleci. Ancak iki inanılmaz hata yaptı ki sonuncusu facia.

Arda ilk yarı çok yoruldu. 2. yarı da biraz dinlemeye çekildi golü bulana kadar.

Öyle veya böyle önemli bir maç geçtik. Gruplardaki 2. maçlar olmasına rağmen önemli bir maçtı Belçika maçı. Altını çiziyorum belki de grubun kırılma maçı..
3 puan ile kapamak çok güzel oldu.

Şimdi sıra 12 dev adam sende. Geçelim Slovenya engeli de..
Haydi beyler: TÜRKLER uçuyor!


3 Eylül 2010 Cuma

Kazakistan:0 Türkiye:3

Maçın ilk yarısını izleyemedim. O yüzden tam bir analiz yapmayacağım. 2. yarıya yetişme fırsatım oldu ancak Arda ve Hamit'in gollerini görme fırsatı yakaladım. Hamit'in golü gerçekten mükemmeldi. Ayağına da tam oturmuş top.

2. yarı biraz daha Kazakistan geldi kalemize. Skor avantajından sonra bunlar doğal ancak biraz fazla posizyon verdik. Arda'nın nefis çalımının ardından kaçan bir şut var ki girse enfes olurdu.

Belçika maçı ile ilgili karalar bağlayanlar var. Durun ne oluyoruz?
Belçika'yı yeneriz biz.Nedir bu tantana???


UEFA'nın Elit Hakem Dünyası..

Nyon'a kimler çağrılmış:

Massimiliano Allegri (AC Milan), Carlo Ancelotti (Chelsea FC), Didier Deschamps (Olympique de Marseille), Sir Alex Ferguson (Manchester United FC), Jean Fernandez (AJ Auxerre), Jesualdo Ferreira (Málaga CF), Thorsten Fink (FC Basel 1893), Josep Guardiola (FC Barcelona), Roy Hodgson (Liverpool FC), Jorge Jesus (SL Benfica), Martin Jol (AFC Ajax), Felix Magath (FC Schalke 04), José Mourinho (Real Madrid CF), Nikos Nioplias (Panathinaikos FC), Claude Puel (Olympique Lyonnais), Claudio Ranieri (AS Roma) , Thomas Schaaf (SV Werder Bremen).

Bu isimlerden bazıları nasıl elit teknik adam yerine konur ona anlam veremiyorum.
Ayrıca Real Madrid yandaşı olan İspanyol gazetesi Marca'nın yine ortalığı karıştırma senfonisi başlamış. Guardiola'yı saygısızlıkla , gerilim tırmandırıcı olarak göstermişler. Mourinho'nun elini sıkmakta ağır davranan Pep'i yine hedefe koymuşlar. Alakası yok tabii. Anlık kareyi insanları yanıltmak için iyi kullanmış Marca. Resim aşağıda :