21 Ağustos 2011 Pazar

Kaostaki Türk Futbolu!

Mehmet Ali Aydınlar…
Onunla beraber Türk Futbolu ayrı bir boyut kazandı. Herkesin her işi yapabilme gibi bir kapasitesi olmadığı gerçek. Zorlamanın da bir anlamı yok. Bu hakemlik müessesinde de böyle. Herkes hakem olamaz. Herkes hakem doğamaz. Tıpkı Federasyon Başkanlığı gibi. Bu bir şirket yönetimi değil. Orası Acıbadem hiç değil. Orası Türkiye Futbol Federasyonu. Türk Futbolu’nu yönetmek için orada bulunuyorsunuz. Hakkı, adaleti her kulübünüze eşit dağıtmak zorundasınız. Kuralları her kulübe eşit uygulamak göreviniz olduğunu gibi, taraftarı olduğunuz kulübün formasını da o kurumun başına geçtiğiniz zaman asmak zorundasınız.

Şike olaylarının tam göbeğinde yer alan Fenerbahçe hakkında en ufak bir yorumda bulunmaktan kaçınan Mehmet Ali Aydınlar, Galatasaray’ın 5 sene öncesine ait bir belgesi için “gerekirse küme düşürürüz” diyebilecek kadar da pişkindir, yüzsüzdür, ne konuştuğunu bilmez bir haldedir.

Türk Futbolu kaosun içindedir. Şu anki durumundan çok daha büyük bir kaosa doğru da sürüklenmektedir. Gündem değiştirme uğruna Türk futbolunu play-off düzenine sokma gayretiyle ne amaçlanmaktadır bilinmez. Yayıncı kuruluşun ağzının suyu akıyor. Ama en büyük darbeyi Fenerbahçe’den yedi bunu da biliyor ama bazı yaptırımlar işine gelmiyor! Peki bu ülkede futbolu kim yönetiyor? Yayıncı kuruluşun futbola aktardığı para ortada ancak Türk Futbolu bu kadar basite indirgenemez. Hollanda ve Belçika’da uygulanan bu yöntem hangi büyük futbol ülkesinde uygulanıyor? Hollanda ve Belçika ligleriyle bir tutulmaya çalışılan bir Türkiye Süper Ligi var. Türkiye’nin imajını zedeleyenler, play off yöntemiyle yükseleceğini mi zannetmektedir? Bu nasıl bir zeka ürünüdür? Bu nasıl bir akıl uyuşmasıdır?

Bu soruların tek bir cevabı var. Ortada ülke futbolunun içine eden bir Türkiye Futbol Federasyonu var. Krizi iyi yönetemediler bu bir gerçek. Bu işin sıvamayla olmayacağını da artık görmeleri gerek. Bu ülkede hayatları futbol olmuş, sevinçlerini üzüntülerini futbol ile yaşayan milyonlarca insana yapılan zulüm çok büyük bir zulümdür. Bunun altından kalkmak da kolay değildir. Ezildiniz, eziliyorsunuz, ezileceksiniz!

Bu ülke İmralı’dan nasıl yönetiliyorsa,  ülke futbolu da Metris’ten yönetiliyor!
Kelleler alınmadıkça kanser daha da büyüyecek.

Eskiden bu tür gündem değiştirme işlerini en iyi yapan isimlerden biriydi Aziz Yıldırım. Kendisi şu an Metris Cezaevi’nde olduğu için yüzüne hasret kaldığımız bir gerçek. Ancak kolu çok uzun. Sırasını can dostu, yoldaşı Mehmet Ali Aydınlar’a savdı. “Benden sonra Fenerbahçe Başkanlığı’na gelebilecek tek adam” dediği isim şu an Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı.

Şansal Büyüka’yı dinledim, ağzının suyu akıyor. Ballandıra ballandıra anlatıyor yeni sistemi. Her kulübün de TFF ile arasının çok iyi olduğunu da belirtmeden edemiyor. Böyle bilmezdim Şansal abi’yi. Marka değeri derdi hep. Şimdi soruyorum nerelerde o marka? Nerelerde o değer? Samimiyetine inanırdık Şansal Büyüka’nın ancak para işin içine girdi mi kimse babasını bile tanımıyor işte. Duayen?

Her şey çok net. Ülke futbolunun içine edilmiştir. UEFA gerekli cezayı kesecektir. Ligler başladıktan sonra federasyon tarafında cezalar kesilse bile ki “zannetmiyorum”, şu insanları futboldan soğuttuktan sonra haftada 20 maç oynanmış kimin umurunda! 




15 Ağustos 2011 Pazartesi

Emmanuel Eboue

Orjini sağ bek. Ama Eboue Arsenal'de adeta her mevkiide oynadı diyebiliriz. Hep diyoruz ya zenci. Alın size zenci işte. Yılmaz, koşar, direnir, saldırır yeri gelir öper. Ayaklarına hakim. Savruk değil. Bunlar benim izlenimlerim tabii.

Arsenal Eboue'yi 1,5 milyon pounda kapattığında kuşkusuz Wenger'in genç silahlarından biri olacağı düşünülmüştü. Öyle de oldu. Kimi zaman aşırı formsuz olduğu günlerini bir kenara bırakırsak Wenger'in joker adamıydı. Arsenal'daki ilk maçı bir FA Cup maçı. Stoke City'e karşı ilk formasını giymişti.

Keita'nın geldiğini düşünürsek Galatasaray'ın sağ tarafı o kadar alternatifli oldu ki, solda oynatacak adam bulamayacağız. Bunu da İmparator düşünüyordur sanırım.

Her ne olursa olsun Eboue çok iyi bir transfer. Çok yönlü bir adam olan Fildişili 28 yaşında. Terim'in jokeri olur.



5 Ağustos 2011 Cuma

UEFA Avrupa Ligi Eşleşmeleri

Beşiktaş'tan başlayalım. Kolay kura Alania Vladikavkaz. Rusya'nın alt liginde mücadele eden bir ekip Alania. Geçtiğimiz sezon Cska Moskova ile Rusya Kupası finalinde karşılaştılar.    2-1 boyun eğdiler Moskova'ya. Ancak Cska Moskova Şampiyonlar Ligi'ne katıldığı için Alania'ya UEFA şansı doğdu.

Şu an Rusya'da ligler oynanıyor. Alania'nın üst lige çıkma mücadelesi devam ediyor. 2. sıradalar. Ancak liderle aynı puana sahip olduklarını belirtelim. Geçen sene sadece 4 maçta 1 golün üzerine çıkabilen bir takımın Beşiktaş'ın karşısına aşırı defans arzusuyla başlayacağı kaçınılmaz. 30 maçta 25 gol ile Amkar'dan sonra en az gol atabilen bir ekibi Beşiktaş rahat eler.

Bursaspor'un rakibi Anderlecht. Geçtiğimiz hafta başlayan Belçika Ligi'nde ligin yeni ekibi Oud-Heverlee'e 2-1 yenildiler. Lukako en etkili isimleri. Biglia'nın en son bir sakatlığı vardı. Uefa maçlarında oynayabilecek mi bilmiyorum. Ancak ben Bursaspor'u biraz şanslı görüyorum bu kurada. Bursa'da gol yememesi en büyük artı olacaktır. Ancak Belçika deplasmanında da çok zorlanacaklarını sanmıyorum. Bursaspor'un başına gelebilecek en büyük bela Lukaku olur. Yoksa tur timsahlara daha yakın.

Trabzonspor bir Bask ekibi olan Bilbao'yu çekti. Fernando Llorente korkulu rüya olur. Hele ki Trabzonspor'un bu defans göbeğinde Llorente'nin yıldızlaşması kaçınılmaz gibi. Önemli bir transfer yaptı Bilbao bu sene. Real Zaragoza'dan 7 milyon euro karşılığında Herrera transfer edildi. İspanya Ümit Milli Takım oyuncusu. Trabzonspor'un tek artısı iki maç arasında Bilbao'nun Madrid deplasmanına gidecek olması. Real Madrid onları biraz olsun yıpratır mı bilinmez ancak Trabzonspor'un bu eşleşmede bana göre işi çok zor.

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Gökhan İnler Napoli'de!

Sonunda beklenen transfer oldu. Aylar öncesinden dile getirdiğimiz bir transferdi. Az daha fazla naz aşık usandıracaktı ki Napoli işi bitirdi. Ocak ayında başladı bu serüven bugün itibariyle resmiyete döküldü diyebiliriz.

Napoli , Udinese’ye bonservis bedeli 15 milyon euro ödenecek. Gökhan İnler'in alacağı para senelik 2 milyon euro. Anlaşma 5 yıllık. 


22 Haziran 2011 Çarşamba

Mekanın Cennet Olsun Coşkun Özarı!


Baba Gündüz'e, Taçsız Kral Metin Oktay'a bizlerden selam götür Coşkun Özarı. 

Hocaların hocası mekanın cennet olsun!

15 Haziran 2011 Çarşamba

El Shaarawy Milan'da!

Beklenen oldu. Genoa El Shaarawy'i Milan'a verdi. El Shaarawy yazımda belirtmiştim. Öncesinde 10 milyon euro'luk bir teklifi vardı Milan'ın. Genoa reddetmişti. Ama şimdi bonservisin %50'sine 10 milyon euro'ya onayı verdiler. Bir de Merkel'i verdi Milan. İyi para. Güzel anlaşma.

Genoa, Milan'dan başka hiç bir kulübe bu paraya bırakmazdı El Shaarawy'i. Son zamanlarda iki kulüp arasındaki sıcak iletişim, bol oyuncu transferi bu işe olumlu yansıdı haliyle. 

Marco Amelia, Sokratis Papastathopoulos, Giacomo Beretta, Rodney Strasser, Gianmarco Zigoni ve Nnamdi Oduamadi bu iyi ilişkiler sonucu iki kulüp arasında gidip gelen bazı oyuncular. Gerisini siz düşünün artık!

Kısa bir süre öncesine ait El Shaarawy yazısı da burada. Buyrun:

http://umutcanuner.blogspot.com/2011/06/stephan-el-shaarawy.html

13 Haziran 2011 Pazartesi

Novara:2 Padova:0

İlk yarı müthiş bir performans sergiledi Novara takımı. Ligin ikinci yarısı ise serbest bir düşüş yaşadılar. Ama bu düşüşte bile 3. olmayı başardılar. Play off yarı finalinde Reggina karşısında zorlandılar. Finalde Padova maçları vardı. Oradaki maç önemliydi. 0-0 ile oradan çıkmak kapıyı araladı.

Novara'daki maç haliyle hızlı başladı. Beraberliğin yettiği bir ortamda Novara işini sağlama almak istiyordu ki, 15. dakikada Padovalı Cesar ceza yayının orda Bertani'yi indirince direkt atıldı. Gonzales enfes vurdu. Maçın özeti aşağıda izleyebilirsiniz.

1-0 dan sonra hani bir takım daha nasıl rahatlar diye sorarsanız onu Padova teknik direktörüne sormalısınız. Risk alması gereken yerde takımın en etkili silahı El Shaarawy'i çıkarıp yerine stoper alınca Padova iyiden iyiye havluyu attı.

70. dakikada Rigoni de ikinciyi atınca 55 yıllık serie a özlemi sona erdi Novara'nın.

1 milyon euro'luk bir primi var Novaralı futbolcuların. Massimo De Salvo açıkladı. Hak ettiler.
Stadyumları biraz eski. Sanırım restore edilecektir. Serie A'ya iyi bir giriş yapmalılar. Son maç 12.000 kişilik stadyuma 11.330 biletli aldılar. Biletsizleri saymıyorum bile.

Sezon başı bir yazımda da belirtmiştim. Calcio Novara, Serie A yakışır sana diye. Kırmadılar beni sağ olsunlar :)

Buyrun maçın golleri: