30 Ekim 2010 Cumartesi

Galatasaray:2 Antalyaspor:1

Antalyaspor’dan başlayalım..
Mehmet Özdilek’in formda takımı Sami Yen’e 3 puan parolası ile geldi. İstediklerini alamadılar. Ancak puana çok yaklaştılar..

Hagi’nin bundan önce geldiği Galatasaray dönemini hatırlayalım. Daha kısıtlı bir kadro olmasına rağmen, oyunu ilk yarım saatte koparmaya çalışan bir görüntü vardı. Şimdi de aynı plan doğrultusunda Hagi. Bunu benimsetmeye çalışıyor takıma.

Derbi on birinden üç farklı isim vardı sahada. Beli tutulan Aykut yerine kaleci Ufuk.
Cezalı Ayhan yerine Barış. Hasta olan Elano yerine de Serkan on birdeydi. Serkan mevkisinde oynarken Sabri de O’nun önündeydi.

Galatasaray istekli, önde basan oyun düzeniyle başladı. Ama ilk 15 dakika rakibin direncini kıramadı. Antalyaspor biraz ayağa kalksa da duran toptan Servet’e engel olamadılar. Servet uzun zaman sonra bir kafa golü buldu. Maç içinde ikincisine de çok yaklaştı. Golün hemen ardından Pino’nun takipçiliği Galatasaray’ı rahatlattı diyebiliriz. İlk yarıda sırıtan iki isim vardı. Biri Mustafa Sarp , diğeri de Misimoviç.

Misimoviç’e anlam veremiyorum. İstediklerini hiç yapamadı. Çünkü güçsüz. İkinci yarı biraz toparlansa da gol vuruşları o bildiğimiz Misimoviç değil. Top çalmalarını çok iyi yaptı bu maç. Ama devamı yok. Oynadıkça düzelmesi en büyük umudum. Ancak Arda’nın, Kewell’ın, Baros’un, Elano’nun dönüşünden sonra kendine yer bulabilir mi? Şu oyunu ile çok zor..

M.Sarp’a dönersek..

İlk yarı rahat 25 dakika topla buluşmayan, rakibe basmayan bir Mustafa Sarp izledik. O da son 15 dakika açıldı. Bu kadar gamsız bir oyun şekli var mı bilmiyorum?

Barış’ı bu maç çok beğendiğimi belirteyim. Çok arzuluydu. Her topa basmaya çalıştı. Çok koştu. İyi bir grafik yakalar umarım.

Antalyaspor’un ikinci yarıdaki oyununa da ayrı bir parantez açalım.
Galatasaray taraftarına korku dolu anlar yaşattılar. İyi bir takım Antalyaspor takımı. Son vuruşlarda biraz daha becerikli olsalar bir puan alabilirlerdi.

Bu üç puan Galatasaray açısından çok önemliydi. Hem uzun bir aradan sonra gelen bir galibiyet oldu. Hem de takımın hırsı, öz güveni tekrar yerine geldi. Haftaya Trabzonspor maçı iyi bir sınav olacak.

Bu arada Bünyamin Gezer’i hiç bu kadar kötü görmemiştim. Anlam veremediğim hatalı kararlar verdi bu maç. Formu müthiş düşmüş. Her pozisyonu süzen, otoriter Bünyamin Gezer gitmiş, bambaşka bir adam gelmiş. Bünyamin Hoca’nın acil toparlanması gerekiyor. Birilerinin canını yakmadan Hoca ayağa kalkmalı. Yoksa O’nun canı fena yanacak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder