25 Eylül 2009 Cuma

UEFA'dan GALATASARAY'A Övgü!!!

Türk Basını şişiriyor bu takımı derken bir şişirmede UEFA'dan :)

Artık bazı gerçekleri görün lütfen.UEFA'nın resmi internet sitesindeki açıklama:

UEFA'nın resmi internet sitesi, geçtiğimiz haftanın takımı olarak Galatasaray'ı seçti.
Resmi sitede yapılan değerlendirmede haftanın oyuncusu Real Madrid'in golcüsü Raul Gonzalez, haftanın maçı Manchester City-Manchester United derbisi olurken, haftanın golü de Fransa 1. Ligi'nde Montpellier'i 4-2 yenen Marsilya'da Mamadou Niang'ın attığı gol seçildi.

HAFTANIN TAKIMI: GALATASARAY

HAFTANIN OYUNCUSU: RAUL GONZALEZ ( REAL MADRİD )

HAFTANIN MAÇI: MANCHESTER UNİTED – MANCHESTER CİTY

HAFTANIN GOLÜ: MAMADOU NİANG ( OLYMPİQUE DE MARSEİLLE )

sitedeki link :

http://www.uefa.com/footballeurope/news/kind=2/newsid=893744.html

24 Eylül 2009 Perşembe

Erman Toroğlu "gazcıyı arıyor"

İstanbul-Bodrum arasında uçakla yolculuk eden Hürriyet Gazetesi spor yazarı Erman Toroğlu’nun başına ilginç bir olay geldi. Uçaktaki yolculardan birinin gazını bırakması, Erman Hoca’yı çileden çıkarttı!

Gaz Dedektörü

İstanbul-Bodrum uçuyorum. Hostesler ikram servisi yapıyorlar. O sırada keskin bir koku yayılıyor etrafa. Vatandaşın biri akşam fasulye yemiş olacak ki basıyor gazını uçağın içine. Allahım o ne rezalet bir olay. Adamın içi çürümüş. Zehir gibiydi. Burnunu tıkasan olmaz. Pencere yok camı açasın, kapı yok kapıyı açasın. Havalandırmayı burnuma doğru sonuna kadar açtım, son bir gayretle duyulacak şekilde bağırdım. “Bu işi hanginiz yaptıysanız, kıçınız kurusun” diyebildim. Bütün yolcular, parmaklarıyla burunlarını mandal gibi sıkarak kafalarıyla bana “okey” verdiler.

Yemin ediyorum bir gaz dedektörü olsaydı, yolcuların arkalarına tutup o insanı bulup, kulaklarından kaldırıp afişe etmek isterdim. Ama böyle bir dedektör var mı bilmiyorum? Özellikle otobüslerde, metroda ve uçaklarda bu işi yapanların Allah cezalarını verir inşaallah.

Hürriyet Gazetesi

22 Eylül 2009 Salı

Hakemi de Yendi!!!

http://www.jaglersport.com/yazi.php?id=422

Bir kere Yılmaz Vural Galatasaray’ı iyi çalışmış,çözmüş.Zaten Yılmaz Hoca bu ligin ciğerini bilen bir teknik adam.Oyuncularını da ona göre motive etmiştir.Yalnız maça bakıyorsunuz 8. dakikada Ali güneş çizgide topu eliyle çıkarıyor.Hakem beyefendi de çok net süzdüğü pozisyonda ne hikmetse penaltıyı çalmıyor.Bende buna anlam veremiyorum.Ali Güneş 60 dakika oyunda kaldı.60 dakika içinde iki kez kırmızı kartla atılır ve birinde de penaltı kararı çıkar.Tabii normal şartlarda bunun böyle olması lazım.Ama İlker Meral herkese göre net olan pozisyonlarda nedense hep ikilemde.Hep kafasında bir şeyler var.O yüzden maçın yorumunu çok fazla yazmayacağım.Çünkü hakem maçın önüne geçti.Orta sahadaki fauller ; bazen süzülemeyen ince ofsaytlar hakemlerin takdir haklarıdır hata yapabilirler.Ancak bu kadar büyük hataları tüm kamuoyu gibi ben de ne yazık ki kabul edemeyeceğim.

Hakemlerimiz iyi niyetli diyoruz.Zaten art niyetli olsalar sahada ne işleri var.Öyle bir şeyi düşünmek dahi istemiyorum.Bu iyi niyetli işini o yüzden anlamış değilim.Hakemlik çok ayrı bir meslek bana göre.Herkesin yapabileceği bir iş değil.Kapasitesi meselesi.O yüzden yazıyorum bazen; herkese bu lisansı alırsa bu iş çığırından çıkar diye.Ama biz de böyle.Amatör olarak yönetilen bir işin amatör insanları…
Başka söze gerek yok.

Nonda’nın Galatasaray’daki 3. senesi.İlk senesi başarılıydı.Geçen sene çok eleştirildi.Ama geçen sene bazı yazılarımda Nonda’dan faydalanılması gerektiğini yazmıştım.Çünkü futbolu hakikaten çok iyi bilen , süzen bir futbolcu.Takıma hiç olmadık anlarda müthiş katkılar yapabiliyor. Kulübe de sıkıntı yaratmıyor.Oyuna giriyor maçı alıyor götürüyor.Galatasaray için büyük bir avantaj.

Bir de bu hafta Erman Hocama biraz takıldım.Atina’daki Galatasaray zaferine tesadüfi dedi.Katılmıyorum Erman Hocama. Panathinaikos çok gol pozisyonu bulmuş olabilir ancak maçın kırılma anlarında Galatasaray’ın attığı goller dışında farkın daha da açılmasını sağlayan Galatasaray pozisyonları var.Yani bir takımın kaçırdıklarını söylüyorsanız diğerine de bakacaksınız.Her pozisyon gol ile sonuçlanırsa maçlar iddaa tabiriyle hep “üst” biter.Futbol bu…
Bilmem anlatabildim mi?

Kısa kısa Avrupa…

Komşunun çocukları tribünde Türk Bayrağı’mızı yakarken,Galatasaray sahada en iyi cevabı veriyordu.İşte bu kadar…
Nasıl da sustu Atina.Terbiyesizlere en güzel cevaptı bu 3-1.
Başka söze gerek yok aslında…

Daum’un Fenerbahçe’si…
Ligde inanılmaz arzulu,hırslı futbol.Belediye ve Manisa maçlarını bundan biraz uzak tutabiliriz.Ama Avrupa’da süt dökmüş kedi.Neden?
Nedeni burada…

Senin teknik adamın ”Önceliğimiz Türkiye Ligi,Avrupa ikinci planda” derse,
senin başkanın “3 sene üst üste Türkiye Ligi şampiyonluğu vaat ediyorum” derse, senin futbolcunda kendi sahasında üstelik öne geçtiği maçı böyle kaybeder.
Bu sene kimse Fenerbahçe’yi bu kadar isteksiz görmedi.Kimse sakın futbolculara kızmasın.Futbolda motivasyon çok önemli.O yüzden ağızdan çıkan kelimelere herkes dikkat edecek.Tüm ilgiyi,motivasyonu Türkiye Ligi’ne çekerseniz olacağı bu.Fenerbahçe’nin hedefi bu saatten sonra Avrupa değilde Türkiye Ligi oluyorsa hiç yol kat edilmemiş demektir.Olan Türk Futbolu’na oluyor.Kaybedilen puanlara oluyor. Yazık! Daha çok maç var.Umarım herkes ders çıkarmıştır.

İyi bayramlar Türkiye…



18 Eylül 2009 Cuma

Atina Sustu! Panathinaikos: 1 – Galatasaray: 3

Çok güzel oldu bu üç puan.Atina işte böyle susturulur.Çok fazla yazmayacağım.Sonuç net.Bu arada bazıları diyor ya Galatasaray daha büyük maç oynamadı diye.Hatırlatıyım o zaman;

Galatasaray:3

Beşiktaş:0

Panathinaikos: 1
Galatasaray: 3

geçmiş olsun...
Şimdi oldu mu???

Galatasaray:

Leo Franco, Sabri, Emre Aşık, Emre Güngör(Dk.23 Uğur), Hakan, Mustafa Sarp, Mehmet Topal, Keita(Dk.72 Barış), Elano(Dk.63 Arda), Kewell, Baros

Panathinaikos:

Galinovic, Sarriegi, Leto, Salpingidis, Gilberto Silva, Hristodoulopoulos(Dk.49 Petropoulos), Bjarsmyr, Marinos, Karagounis, Katsouranis(Dk.49 Ninis), Spiropoulos

Goller:

Dk. 5 ve 57 Elano, Dk.47 Baros (Galatasaray), Dk.77 Salpingidis (Panathinaikos)

Sarı Kart:

Dk. 45 Leo Franco, Dk. 69 Emre Aşık, Dk. 75 Uğur (Galatasaray), Dk. 18 Sarriegi, Dk. 56 Spiropoulos (Panathinaikos)

13 Eylül 2009 Pazar

Galip Gelince Her şey Güzel!


Rijkaard’ın elinde bir kadro var ve bana göre bu kadroyu inanılmaz doğru kullanıyor.Galatasaray’ın geniş bir kadrosu var bunu herkes biliyor zaten.Ama her oyuncusu da formayı ne zaman alırsa hep hazır.Beşiktaş maçında Galatasaray çok tempolu,çok istekli oynamadı.Ancak maça bakıyorsunuz maç 3-0 bitiyor.

İlk dakikalarda o coşkulu futbol Rüştü’nün hatasıyla golü getirdi.Sonra oyunu kontrol altında tutmak isteyen bir Galatasaray vardı sahada.Ancak oyunun belli bölümlerinde Beşiktaş baskı kurunca arka alana çok top kaçtı.Bu bir sorun tabii.Bu skor yanıltmasın dikkat.
Gelen ikinci gol Beşiktaş’ın gardını düşürdü.Sonrasında Rijkaard’ın Barış ve Caner takviyesi ve derbide üç gollü bir galibiyet işin ayrı tarafı.

Özellikle Sabri’deki değişimi herkes fark ediyor. Futbolun üstüne biraz biraz koymaya başladı.Zaten çok hızlı bir isim.Rijkaard maç sonrası “arkasında motor takılı sandım” ifadesini boşuna kullanmadı zaten.Ama bana göre bunda teknik ekibin payı çok büyük.

Beşiktaş cephesi…

Bir kere şunu açıklayayım…
Mustafa Denizli çok saygı duyduğum bir isim.Ancak bazı hamleleri var ki çok ilginç gerçekten.Ben önce Nobre sakat sandım.Ondan sonra baktım ki Nobre yedek kulübesinde ve oyuna hiç girmedi.Buna hiç anlam veremedim.Yani Beşiktaş’ın oynadığı şu sistemde önce Nobre’yi oraya monte etmeniz lazım.Nihat’ta çok ısrar ediyor Mustafa Hoca.Etmelidir de ancak o bölgede değil.Böyle olunca hem Nihat zarar görüyor hem de Beşiktaş yara alıyor.Bakın son üç maç sıfır gol…

Ernst’in yanında Ekrem Dağ’ı görünce şaşırdım.Sanırım hızını o bölgede kullanmak istemiş Ekrem’in ama Galatasaray’ın etkili bölgeleri Kewell ve Keita’nın olduğu bölgeler.Bana göre Ernst’in yanında Fink olmalıydı.Ekrem’in hızı kanatlarda kullanıla bilinirdi.Tabii skor böyle olunca yazmak kolay oluyor.Benim de hiç sevmediğim şey skora göre yorumlar ancak görünen köy kılavuz istemiyor ne yazık ki.
Maçta Beşiktaş’ın en iyisi Serdar Özkan.Müthiş çalıştı.Aralara girdi çıktı ama bitiricilik futbolda çok önemli.3 net pozisyonu harcadı.

Her ne kadar Mustafa Hoca puan farkı 6 dese de puan farkı 9.
İnönü’deki maçı 3 puan olarak hanesine yazıyor Mustafa Hoca.Ama maçlar oynamadan kazanılmıyor.Futbol çok tuhaf ve çok güzel bir oyun.Hiç beklenmedik maçlarda puan kaybı yaşanabilir.Türkiye ligi zor lig bana göre buna dikkat etmek lazım…

Taçsız Kral Metin Oktay’ı buradan rahmetle anıyorum ve hafta içi oynayacağımız 3 Avrupa maçından da istediğimiz sonuçları alalım.
12 dev adamı da unutmayalım.Polonya’da tarih yazmaya devam ediyorlar.Bu ekip şampiyonluğu hak ediyor.Haydi Türkiye…

7 Eylül 2009 Pazartesi

İctimai Tv Uefa Avrupa Ligi

Bizim D-Smart Uefa Avrupa ligi'ni alıyorda başka ülkeler bu yayın haklarını Uefa'dan satın almıyor mu sanki.Elbette alıyor.Türk futbolseverler için güzel bir haber Azerbaycan'ın İctimai Tv'si Uefa Avrupa Ligi'ni naklen yayınlayacak.Hatta ilk programı veriyim.

Panathinaikos-GALATASARAY -------> 20.00
FENERBAHÇE-Twente -------> 22.05

Maç esnasında sinyalerde oynama veya biss şifreleme gibi olaylara girerler mi bunu bilmem ama hem türksat'tan hem hotbird'ten yayın yapıyorlar.Azeri dostların kanalı şifresiz bir kanal.Ama dediğim gibi maçlar sırasında sinyalleri zayıflatma veya biss şifre ekleme gibi durumlar söz konusu olabilir.

Bunun olmayacağı konusunda biraz ümitliyim.Çünkü baktığınız zaman örneğin Alman bir takım oynadığı zaman Zdf olsun veya başka bir şifresiz Alman kanalı maçı yayınladığında bu kanalları izleyen her vatandaş maçları izliyor.Yani böyle bir yaptırım yok.Geçen seneki Hamburg-Galatasaray maçını hatırlayın.Hem Almanya'daki hem Türkiye'deki maç hotbird üzerinden rahatlıkla izlenmişti.
Ayrıca Uefa'nın resmi internet sitesindeki yazıya göre D-smart'ın yayın haklarını aldığı bir yazı var.Burada da en az bir maçın Kanal D tarafından yayınlanacağı söz konusu.Bu konu hakkında net bir açıklama yok.Sanırım 17 Eylül'de bu kafamızdaki sorular net bir cevap bulacaktır.

İctimai tv(Azerbaycan)

Hotbird: 10971 H 27500
Türksat: 11554 H 2916

6 Eylül 2009 Pazar

AFRİKA Rüya Değil…

Bu tür turnuvalarda hep çektiğimiz bir sıkıntı var.Hiç kafada olmadık,olamadık.Hep böyle sıkıntılı şekillerde gruplardan çıkmaya çalışıyoruz.Kulüp bazında olsun, milli takım bazında olsun hep aynı senaryo ne yazık ki!

İşin güzel tarafı hep böyle sıkıntılı anlarımızda güzel futbol, güzel galibiyetler bizi rahatlıyor.Şimdiki durum vahim bir durum.Ama işin içinden çıkılmayacak bir durum değil.Bizi sıkıntıya sokan sadece kendi maçlarımızı kazanmamızın yetmemesi.Çünkü Bosna’nın puan kaybına ihtiyacımız var.Ben Bosna’da maçı kazandığımız takdirde play-off lara kalacağımızı düşünüyorum.Bosna’nın son maçını izlediğimde umutlarım tekrar yeşerdi ama tabii ki bizim maç çok farklı olur.

Estonya maçına bakarsak bu sıkıntıların üstüne bir de beklenmedik şekilde geriye düştük.Ama kazanmayı bildik.Bilmeliydik de zaten.Yoksa Afrika rüyalarımız Kayseri’nin o bozuk zeminine gömülürdü.Zemin demişken Fatih Hoca da belirtti.Bu müthiş stada bu zemin hakikaten yakışmıyor.Gördüğüm kadarıyla topla hareket olanağınızı kısıtlıyor.Biz teknik oynayan bir takımız.Bu bizim dezavantajımıza.Ama işin üstesinden gelmeyi bildik.
Fatih Hoca’nın “Estonya’daki o buzlu zemin buradan daha iyiydi” cümlesi her şeyi açıklıyor.Bu güzel stadın zeminine lütfen bir çözüm bulalım.

Arda Turan’a özellikle aynı bir paragraf açıyım.Takım temposuz oynarken bile kendi başına pozisyon yaratan bir oyuncu.Müthiş yeteneğine o zekasını eklemesi O’na büyük avantaj getiriyor.Bu maçta da bunu gördük.Tuncay ile olan uyumu maçı rahat çevirmemize yol açtı.

Zaten teknik,hep ileriye oynayan bir takımız.Bu tip oyunculara ihtiyacımız var.Özellikle Bosna’daki maçta çok daha hazır bir Hamit,cezası biten Semih ve belki düzelirse Nihat ile birlikte oradan zafer ile ayrılabiliriz.
İsteyince her şeyi yapabilen bir milli takımız.Estonya maçında gördük bunu.Her ne kadar Estonya çok iyi bir ekip olmasa da biz ne zaman tempo yaptıysak golü bulduk.Beraberliğe geldi oyun yine vites yükselttik işi bitirdik.
O yüzden Bosna’da maçın belki de olağandan daha rahat geçmesi bizim elimizde.
Hadi bakalım hayırlısı…


http://www.jaglersport.com/yazi.php?id=408

1 Eylül 2009 Salı

Ankaraspor: 0 - Galatasaray: 2

Galatasaray:

Franco, Sabri, Servet, Emre Aşık, Hakan Balta, Keita (Dk. 72 Aydın), Mustafa Sarp, Mehmet Topal, Arda, Elano (Dk. 60 Kewell), Baros (Dk. 60 Nonda)

Ankaraspor:

Senecky, Ömer Aysan, Brabec, Baki, Aydın, Tita, Hürriyet, Neca (Dk. 79 Murat Tosun), Adem, Bilal, İlhan Parlak (Dk. 63 Meye)

Goller: Dk. 74 Kewell, Dk. 83 Nonda (Galatasaray)
Sarı Kart: Dk. 38 Brabec (Ankaraspor)


not:Yazar rahatsızlığı nedeniyle maçın analizini yazamamıştır...