21 Kasım 2010 Pazar

Kayserispor:0 Galatasaray:0

Geçen hafta Manisaspor yenilgisinden sonra daha bir derin düşünmeye başladım. Genç kuşak sayılırız. Galatasaray’ı daha önce bu kadar kötü , bozuk hatırlamıyorum. Babama da sordum. Büyüklerimi de danıştım. Aralarında 14 sene çilesini çekenler de var. Bu kadar kötü bir sezon hatırlamıyorlar.

Kayserispor maçına geçersek..

Galatasaray’ın bir iyi bir kötü hali devam ediyor. Kayseri deplasmanında nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı Galatasaray. Pozisyona girdi. Direkleri dövdü. Özellikle Elano’nun istediği gibi yapamadığı bir son vuruş var ki..

Kayserispor’un da yakaladığı net pozisyonlar var. Özellikle Santana’nın karşı karşıya kaldığı pozisyon çok net. Ufuk’un erken yatmaması Santana’yı şaşırttı diyebiliriz.

Şota’nın oyun anlayışı zaten bu şekilde. Maçları kilitlemeyi seven bir yapısı var ki bunu güzel uyguluyor. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı Kayseri’de yenerken aynı şablonu gördük. Bugün de oyun şekli bu şekildeydi.

Lorik Cana’nın sakat olduğu bölgede Barış sırıtmadı. Hatta formunun biraz daha iyiye gittiğini söyleyebilirim. Lorik Cana’yı aratmadı. Hoş bazı yorumcularımız ” Lorik Cana’dan 50 tane var bu ülkede” diyor. Diyor da Cana’yı sadece burada izlediğini söylemiyor. Söyleyemiyor çünkü Cana’nın geçmişini bilmiyor.

Hakan Balta’nın ruhsuz tavrı devam ediyor. Ali Turan ise şaşırttı beni. Hiç olmadığı kadar iyi gözüktü bu maç.

Hakeme bakarsak ; Kaçak dövüştü diyebiliriz. Etliye sütlüye karışmadı. Elano dayak yedi ses çıkarmadı. Penaltıyı da es geçti. Serbest vuruşta elle kesilen topa da penaltı çalmadı veya çalamadı. Çok yetenekli bir arkadaşımız!
“İyi niyetli” olduğu için midir bilinmez ancak Markus Merk Hoca’ya selamlar olsun. Sen olsan çalardın penaltıyı dimi Markus Hoca?
Hakem vicdanı diye diye pamuk helva gibi yaptın hakemlerimizi. Tebrikler!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder