http://www.jaglersport.com/yazi.php?id=515
Denizlispor ikinci yarıya bir başka başladı.Kadıköy’de direnen,ısıran bir takım görüntüsü vardı.Bu görüntüyü Galatasaray maçına da taşıdılar.Daha istekli olsalar da puan alamayınca bunun bir anlamı kalmıyor.Çünkü puan olarak çok geride bir takımın artık kazanması gerekiyor.
Denizlispor mu Sivasspor mu derseniz?
Ben olumlu futbolu ile Denizlispor ligde kalsın isterim.Ama görünen durum ikisinin de şu tabloda düşebileceği.Sivasspor takımı , takım olmaktan çıkmış.Herkes kendi aleminde bir şey yapma telaşında.Muhsin Hoca kusura bakmasın ama geldiğinden beri takıma ne verdi?
İnanılmaz dağınık bir takım havası hakim. .Neredeyse rakip takımın stoperleri bile Sivas kanatlarından bindirecek.
Yabancı transferleri her ne kadar bir maçta karar vermek istemesem de vasat bir görüntüdeler.
Bank Asya’da böyle bir takım görüntüsü yok.Çok net bazı şeyler gözüküyor.
Denizlispor’da ise eksik olan son vuruşlar.Siz golü veya golleri ve bunun akebinde puanları bulamazsanız ne yazık ki düşmeye mahkumsunuz.
Galatasaray’a gelirsek…
Çok iyi olmayan bir futbola hatta rakibinin çok iştahlı olmasına rağmen önemli bir üç puan aldı.
Jo oynadıkça daha iyi olacak görüntüsü veriyor.
Servet aradığı partneri bulmuş gibi ancak biraz daha maç yapmaları Neill ile uyumları daha iyi seviye getirecektir.Bu maçta pozisyon vermelerine rağmen hiç olmazsa araya atılan topların kesilmiş olması umut verici.
Özellikle Keita’nın dönüşü ile takımın azalan pozisyon sayısı yeniden istene seviyeye gelecektir.
Kewell ile Baros’u zaten saymıyorum.Onlar döndüğünde hücum hattını düşünemiyorum…
Ligin ikinci yarısı hakemlerimiz açısından fena olmayan,iyi bir görüntü ile başladı diyebiliriz.O kabus gibi geçen özellikle ilk yarının son bölümünün ardından bu durum hepimizi sevindiriyor.Bir kaç ufak hata olabiliyor ancak bunlar bariz ,büyük hatalar olmadığı sürece kabul edilir durumda.
Denizlispor-Galatasaray maçında Halis Özkahya’nın es geçtiği çok net bir penaltı olmasına rağmen ben bu konuyu değil başka bir konuya değineceğim.Çünkü o penaltıyı anlatmanın gereği yok.Gözünün önündeki penaltıyı niye vermediğini hala anlamış değilim.
Bu arada birkaç maçtır dikkat ediyorum. Her halde Caner’in ayağı kırıldığı zaman rakip kırmızı kart görecek.Böyle bir şey daha önce görmedim…
Şimdi zaman geçirdi diye Leo Franco’ya eğer kart gösteriyorsanız karttan sonra kalecinin yaptığı alkışlı protestoyu da sineye çekmeyip cezalandıracaksınız.
Eğer bunu bu maçta es geçip, başka bir maçta böyle bir durumdan oyuncu atarsanız işte o zaman bunun adı çifte standart oluyor.İşte o zaman kıyamet kopuyor.
İnanın Türk futbolsever de bunu hiç istemiyor.
1 Şubat 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder