28 Nisan 2011 Perşembe

Madrid bir İspanyol takımı beyim!

Mourinho , İnter’in başındayken nasıl eledi Barcelona’yı? Elindeki kadroyu çok iyi tanıyordu. İtalya’daki ilk maçta dişliler iyi işlemişti, 3-1 ile geçmişti Barca’yı. Nou camp’ı hatırlayın. Sağlam bir catenaccio diyebiliriz o gündeki anlayışına. Ama İtalyan takımı ile bunu yapıyorsunuz. Bu işi en iyi yapan bir ülkenin takımındasınız. Eledi o gün Barca’yı. Hak etti sonuna dek.

Ama Madrid’de? Elinizdeki futbolcu yapısına göre belli bir oyun şablonu belirlemek daha mantıklı. İşler bu sefer yürümedi. Yürüyemezdi de zaten. Şu mevcut kadro savunma işini tam anlamıyla nasıl becerecekti?

Her takım savunma futbolunu beceremez. Eee Kral Kupası’nı alırken aynı anlayış değil miydi diyenler olacaktır. O maçta Pepe’nin oyundan atılamayışı faktörü var. Pepe, Jose'nin bu seri boyunca en önemli kozuydu. Bu ayrıntıyı kaçırmamak gerekiyor. O yüzden taktik anlamda en önemli parçasıydı. Kupa'da çok iyi çalıştı. Hem oyun anlamında hem tekme anlamında. O gün atılmayınca çark işledi ki atılsa plak tersine dönerdi.

Bugün Pepe cart diye atılınca hesaplar bozuldu. Faul yapabilmeyi bilmek de önemli. İnter’deyken bu işlerin üstadı Materazzi , tabiri caizse adamı biçer ama hissettirmezdi. Rakip canından bezerdi. İtalyan savunmacılar bu işi iyi yaparlar. Ama ya Pepe? Birinden yırtsa ötekinde kesin atılacaktı. Öyle de oldu. Hakem hakem olunca maç da haliyle Barcelona’ya döndü!

Madrid'in yapısı gereği savunmaya dayalı düzende oynaması mümkün değil. Ama başka çaresi var mı Mourinho'nun? yok! Messi diye bir adam çıkıyor tozu dumana katıyor. Sizi çaresiz bırakıyor. O da haklı!




19 Nisan 2011 Salı

Mustafa Pektemek Analizi..

1988 Sakarya doğumlu. Okul takımında oynarken amatör kulüp Topağaçspor’un dikkatini çeken bir isim..

Futbola 11 yaşında Sakarya Topağaçspor ‘da başlayan Mustafa Pektemek bu amatör kulüpten ilk sıçrayışını 16 yaşında Akyazıspor’a yaparak gerçekleştirdi.
Akyazıspor’da fazla vakit kaybetmedi. Topağaçspor’da O’na gözü gibi bakan hocası Sakaryaspor’a önermişti o dönem. Sakaryaspor biraz gecikmeli de olsa M.Pektemek’i gündemine aldı.

İlk sezonu paf takımda geçti. Takip eden sezonda A takımda idmanlara çıkmaya başladı. Özellikle gol vuruşlarındaki etkileyici yeteneği o dönemin hocası Şaban Yıldırım’ın dikkatini çekmişti. Ancak forma şansı bulamadı. 2006-2007 sezonunda ise Sakaryaspor’da teknik direktör Nejat Biyediç idi. Mustafa Pektemek’e ilk Süper Lig’de oynama şansını da O tanıdı. Sonrasında biraz daha tecrübe kazanması için sezonun ikinci yarısında Sarıyer’e kiralandı. Sarıyer’de attığı gollerinden çok yaptığı asistleriyle konuşuluyordu. Asıl yeri olmamasına rağmen sağ açık, ön libero gibi bir çok mevkiide oynadı. 4 golü vardı 15 maçta. Ancak 8 de asisti mevcuttu. Ümit Milli Takıma sürekli çağrılıyordu. O dönem Ümit Milli takım hocası da Tolunay Kafkas idi. Mustafa Pektemek’e inanan, güvenen isimlerden bir diğeri de Tolunay Hoca’dır.



Sakaryaspor’a geri döndüğünde 30’a yakın maçta forma giydi.
İlk profesyonel transferini 2008 yazında gerçekleştirdi. Gençlerbirliği O'nu Ankara'ya getirtti. Dönemin hocası Mesut Bakkal ona daha ilk sezonunda güvendi. 27 maç 8 gol, 6 asist ilk sezon performansı..
İkinci sezonunda 29 maçta 11 gol bıraktı filelere.


Abisi Sinan Pektemek. O da futbolcu. Mustafa Pektemek ondan daha yetenekli, hırslı, azimli..

Geçtiğimiz yaz Galatasaray’a transferi gündemdeydi. Ağustos başı çapraz bağları koptu. 6 ay topa vuramayacaktı! Transferinde ufak pürüzler kalmıştı Galatasaray için. Ama bu sakatlık işi bozdu!
Her şey sil baştan oldu onun için belki de. Ama yılmadı. Bu sıkıntılı sakatlıktan sıyrılışı, büyük futbolcu olduğunun göstergesi 6 ay sonra döndüğü ilk maçta golle buluşmasıydı. İstanbul Belediye maçında takımına üç puan getiren tek golü attı. Sakatlık sonrası çıktığı 8 lig maçında 6 gol attı. 2 de asisti var. Daha ne yapsın?

Sercan Yıldırım’a 10 milyon euroların biçildiği bir ülkede Mustafa Pektemek’e ne fiyat biçeceksiniz?
Cavcav : “Sercan 10’sa Mustafa 20 eder" derse cevabınız ne olacak?

Abarttığımız zaman mangalda kül bırakmıyoruz. Ama eğer abartacaksanız alın Mustafa Pektemek’i abartın. Hiç olmazsa hak ediyor.

Benim gözlemim Sercan 3 milyon euro etmez.Net.
Mustafa Pektemek’in bonservisi için geçen yıl 4 milyon euro isteniyordu. Bu sene İlhan Cavcav’ın fikri değişti mi bilinmez.

Galatasaray formasıyla görmek istediği bir oyuncu. Umarım bize kısmet olur.

Mustafa Pektemek hangi takıma giderse gitsin çok faydalı işler yapacağı kesin. Üzerinde ısrar edilirse, forma şansı verilirse neler yapabileceğini bugüne kadar kanıtlamış birisi. Daha da yolun başında. Yolun açık olsun!

Mustafa Pektemek, Gol demek!


18 Nisan 2011 Pazartesi

Manisaspor:2 Galatasaray:3

Maç başı için söylenecek tek şey var. Mustafa Sarp yerine Lorik Cana ile başlanabilirdi. Bülent Ünder ‘in tercihi farklı oldu.

Maça bu sene hiç olmadığı kadar iyi başlayan bir Galatasaray gördük. Ayağa pas yapan, rakibe önde basan bir Galatasaray..
Özellikle Stancu’nun sırtı kaleye dönük oyun şekli ilk yarı enfes bir görüntü verdi. Topu alışı, oyunu kanatlara yayışı muazzamdı. Yine Aydın’ın sadece ilk yarıdaki oyununa değinelim. Hiç olmadığı kadar koştu. Akıllı oynadı. Keza Ayhan da öyle. İnsiyatif fazla aldığı için bir kaç başarısız pas girişimi olsa da bugün genel anlamda iyiydi.

İlk dakikalarda Mustafa Sarp’ın 30 cm’den kaçırdığı bir pozisyon var. Nasıl kaçtığını anlamak mümkün değil! O’nu Sarp’a sormak lazım açıklayabilirse..

Artan baskı sonucunda ardı ardına iki Arda Turan golü izledik. Cevabı güzel verdi kaptan. Armayı öpünce yine tüyler diken diken oldu. Özledik!

İkinci yarıda Galatasaray’ın yediği iki golü irdelersek, iki yan top…
O toplara vurdurmayacaksınız. İki gole bakıyorum iki topta da Gökhan Zan vurdurtuyor adamına. İkinci gol için bir şey demem söz konusu değil Zapata için. Ancak yan toplara da biraz çıksa hiç fena olmaz.

Culio’ya değinelim biraz. Seneye çok daha başarılı olacağı kanısındayım. Hırsı ile aklını bu kadar olumlu , aktif kullanan futbolcu az bulunur. Buraya dikkat edelim. Culio’yu beğenmeyenler var bu ülkede. Ne diyeyim Allah akıl, fikir versin!



10 Nisan 2011 Pazar

Samet Aybaba'nın ardından...

Bucaspor Bülent Uygun’dan yediği darbe sonrasında çok tökezledi. Yönetim bir çok teknik adamla görüştü bu ani ayrılık sonrası. Ama içlerinden biri vardı bu taşın altına eline sokabilecek..

Bülent Uygun tarafından Bank Asya kadrosu tamamiyle enkaza uğramıştı Bucaspor’un.
Tam 24 oyuncu gönderilmiş yerine adeta toplama bir kadro yaratılmaya çalışılmıştı. Bu konuya burda girmeyelim şuradan yönlendirelim:

http://umutcanuner.blogspot.com/2010/10/tatile-bile-gelme-sayin-uygun.html


Bu enkazı toparlamak kolay değildi elbette. Samet Aybaba yanına Recep Çetin Hoca’yı da alarak Bucaspor’un başına geçmeyi kabul etti. İlk yarıdaki tüm maçlarını gerek emniyetin sorumsuzluğu gerekse yeterli ilginin (belediye,valilik) gösterilmeyişi sebebiyle BucArena’da oynayamayan Bucaspor iç saha maçlarından beklediği puan ya da puanları çıkaramadı. İkinci yarı ile beraber beklenen hava yakalandı. Ancak ilk yarıdaki kayıpların telafisi çok zordu. Buna rağmen BucArena’daki ilk maçta rakibi Kasımpaşa’yı dörtlük yapıp yolladılar. İçerideki diğer maç yine rakibi Konyaspor’du. Bu maçı da kazanan Bucaspor için umutlar yeşerse de Ankara’da iyi oynadığı Gençlerbirliği ve Eskişehir deplasmanlarından puan çıkaramadılar.


Samet Aybaba’nın deyimiyle iki ileri bir geri yapan takım içerde flaş takım Gaziantepspor’u da yendi.
Ligin en önemli maçlarından biri Sivasspor maçıydı. BucArena’daki o büyü bu sefer tutmadı. Maç başındaki kırmızı kart ve penaltı takımın dengesini bozdu. Penaltıyı kaçırsa da Sivasspor adeta altı puanlık bir galibiyet aldı.


Bucaspor için hayal kırıklığı deplasmandaki İstanbul Belediye maçında da devam etti. Öne geçtiği maçı kaybeden Bucaspor, Sivasspor’un kendi evinde Beşiktaş’ı yenmesiyle adeta havlu attı. Öyle ki Samet Aybaba da istifasını verdi.
Samet Aybaba’nın basın toplantısında sarf ettiği cümleler çok önemli aslında. İyi irdelemek, düşünmek lazım:

“Camia olarak “erken pes ettik” . “Bu takımın kapasitesi belli. Ama futbolcularım müthiş mücadele ederek kapasitelerinin çok üstünde bir performans gösterdi. Çıkış maçlarımızda önümüz kesildi. Çok talihsiz maçlar kaybettik. Camianın erken düşmeyi kabul etmesi de işimizi zorlaştırdı. Oysa bu bir motivasyon işi. Futbolda her şey olabilir. Rakibinin iki maç sahası kapanır, en önemli oyuncuları ceza alabilir vs vs… Şimdi önümüzde yedi maç var. Kazanabileceğimiz de 21 puan. Ama inanmak ve hırs yapmak gerek.”


Matematiksel olarak devam eden şansı olsa da Bucaspor'un işi mucizelere kaldı. Dünkü Karabükspor galibiyeti, bugün Sivasspor İstanbul Belediye'yi yenince anlamını yitirdi bana göre.
 
Ama şunun iyi bilinmesi gerek. Bahane bulmak kolay ancak sezon başı şu takımın kimyasını bozan, içine eden Bülent Uygun'un vicdan analizi yapması gerekmiyor mu? İyi bir teknik adam olmadan önce sağlam bir karaktere ihtiyacınız var!

3 Nisan 2011 Pazar

Milano derbisinden güzel pankartlar

 *Eski Milanlı yeni Romalı Boriello'nun kız arkadaşı Belen Rodriguez de dün maçtaydı.

*Hain Inter

 

 *Inter teknik direktörü Leonardo'ya hakaret içeren bir pankart




*Inter tribünlerinden Milan tribünlerinin kareografilerine gönderme: "Bugün de bizden esinlemeye devam edin. Boşa hayal kurmayın"

Milan:3 İnter:0

Serie A'nın Milano derbisi. Uğrunda çok kayıp verilen derbilerden biri. Milan'ın lider olması, İnter'in yakın takibi olayı daha da güzelleştiriyor tabii. Beraberlik Milan'a yarıyor söylentileri arasında dediğim bir şey vardı. Hazır İnter'i yakalamışken neden bileti kesmesin ki Milan? İbra olmasa da Pato var değil mi?

37. saniyede fişi çekmeye hazır bir Milan gördük. Pato'nun ilk dakikadaki golü işleri çok daha kolaylaştırdı. İnter'i çok ani demoralize etti. Eto'o o yüzde yüzlük pozisyonu gol yapsa oyun değişmez miydi değişirdi ancak bazen 7 metrelik kale küçülüyor işte. Chivu'nun kırmızısıyla ekmeğine yağ süren Milan, 3 'ü rahat buldu ve bana göre şampiyon oldu. İtalya'da lig bitti. Maç öncesi çok güzel kareografiler vardı. Resimleri bulduğum an ekleyeceğim. Özellikle Leonardo'ya yapılan güzel espriler kareografiler mevcut.

Bu arada değinmeden geçmeyelim , Tuttosport'un manşeti çok yaratıcı: STRAPPATO atmışlar manşeti. Siz ona Türkçe olarak parçaladı, yırttı ne derseniz deyin. İtalyanca da Türkçe gibidir. Bazı anlamları, terimleri her yola sokabilirsiniz. Zeki adamlar güzel manşet :)